Su 1.5, kola 2.5 lira, çiğ sütü 85 kuruşa satıyorlar, Ulusal Süt Konseyi nerede



Su 1.5, kola 2.5 lira, çiğ sütü 85 kuruşa satıyorlar, Ulusal Süt Konseyi nerede
Tarih: 2010-03-24 21:57:19

Üreticiler, tüm kesimlerin sütün fiyatını yüksek bulmalarından dert yanıyor. Hatta sanayicileri, 85 kuruşu daha da aşağı çekmekle suçluyor. Sütte yıllardır süren sanayici-üretici kavgasına son vermek için kurulan Ulusal Süt Konseyi'nin ise sesi çıkmıyor.

Yazının başlığı bana ait değil. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği'nin (TÜSEDAD) yayın organından alıntı. Konunun detayına girmeden önce başka bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Geçen senenin ortalarıydı... Ulusal Süt Konseyi kuruldu. Kamuoyuna yönelik tanıtımlar yapıldı, toplantılar düzenlendi. Bu toplantıların bir kısmına ben de katıldım. Toplantıların sonunda uzun yıllardır beklenen birlikteliğin sağlandığı ortaya konuldu. Nedir, bu birliktelik derseniz... Üretici ile sanayicinin aynı platformda bir araya gelmesi.

Nitekim, Ulusal Süt Konseyi'nin de ana amacı; hem bu birlikteliği sağlamak hem de sütte yıllardır süren kısır çekişmelere son verip, ortak akılla; tüm tarafların katılımı sayesinde strateji belirlemekti.

O dönemi çok iyi hatırlıyorum. Konunun tarafları ile yaptığım konuşmalarda, üretici ile sanayici arasında bir uzlaşının artık sağlandığı söyleniyordu. Hatta Süt Konseyi sayesinde fiyatların her iki tarafı da memnun edecek bir noktaya geldiği belirtilip, süt fiyatında istikrarın yakalandığının altı çiziliyordu. Hatta bir adım daha ileri gideyim. Yine o dönemki sohbetlerimde, konunun tarafları; sanayicinin de süt fiyatlarının dibe inmesinden memnun olmadığını, çünkü hayvanların kesime gittiğini söylüyorlardı.

Kısacası, Süt Konseyi sayesinde, sütte yıllardır süren kavga ve sorunlar çözüme kavuşmaya başlamıştı. Daha doğrusu böyle lanse edildi.

Yeter artık, nefes alalım

Peki, gerçekten de öyle mi oldu? Bu söylemlerin üzerinden daha bir yıl bile geçmedi. Bugüne bakıyoruz... TÜSEDAD -ki, Ulusal Süt Konseyi'nin Yönetim Kurulu içinde üreticiler de var- süt fiyatı konusunda feryat ediyor. TÜSEDAD'a göre 1 litre kola 2.5 TL, 1 litre su 1.5 lira, 1 litre pastörize sütün fiyatı 2.15 lira ve 1 kilogram yoğurdun fiyatı ise 4.5 lira. Bu fiyatlar art arda sıralandıktan sonra da üreticiler aynen şunları söylüyor: "Hem basın hem tüketici hem sanayici hem yemci yani, üreticinin haricindeki herkes, ‘Süt pahalı' diyor. Hatta sanayiciler, daha 85 kuruşluk sütlerin parasını ödemeden fiyatları tekrar aşağı indirmek için ciddi baskı yapıyorlar. Bu fiyatlar geri gelirse inek kesimi devam eder ve ekim ayında sütün litresi 1 lira olur. Yem fiyatlarına yüzde 14'lük zam gelmişti. Bu ay yeniden zam yapılacakmış. Yahu yeter artık. Bırakın da biraz nefes alalım. İki yıldır yapılan işkencenin yaralarını bir saralım. Biraz ayağa kalkalım. Sonra yine vurursunuz. Ama şimdi vurursanız, bizler yıkılırız ve bir daha ayağa kalkamayız."

Bu açıklamalardan sonra üreticiler; sanayicilere, halka ve devlete de sesleniyor: "Sanayiciler, bizler yıkılırsak sizler ithal sütle mi peynir yapacaksınız? İmalatçı değil, ithalatçı mı olacaksınız? Türk halkı, bundan sonra ithal et ve ithal süt ürünleri mi yiyeceksiniz? Devletim, yüzde 40'ı hayvancılıkla uğraşan nüfusumuzun kente göçünü nasıl engelleyeceksiniz?"

Yemin fiyatı 600 kuruş

Evet... Özetle üreticilerin feryadı böyle. Durumu kısaca şöyle özetleyeyim: Bugün çiğ sütün fiyatı 85 kuruş. 2001 ile 2009 yılları toplamına baktığımızda yıllık ortalama, 44 kuruşa gelmiş. Bir de Avrupa Birliği'ndeki duruma bakalım. 100 kilogram sütün ortalama fiyatı AB'de 25 euroya geliyor. Bu da fiyatların düşmüş hali. 2007 ile 2008 yıllarında ise bu fiyatlar ortalama 30 eurolarda. Şimdi bunu bir kenara koyalım.

Gelelim, yem fiyatlarına. Bugün itibariyle üreticiler, 1 kg süt yemini yaklaşık 600 kuruşa alıyorlar. Yine 1 kg çiğ süt satan üretici, karşılığında 1.4 kg süt yemi alabiliyor.

Sözün özü... Ortadaki tablo aynen şöyle: Üretici süt için gerekli yemi 600 kuruşa alıyor, çiğ sütünü ise 85 kuruşa satıyor. Size göre de bu tabloda bir çarpıklık yok mu?

Elbette şunu savunuyorum: Çiğ süt ne kadar ucuz olursa, ne kadar ucuza işlenirse ve ne kadar ucuza raflara konursa tüketici de sütü ve ürünlerini o kadar ucuza alır. Ucuza alırsa da daha fazla tüketir.

Süt Konseyi neden sessiz

Ancak buradaki temel sorun, ucuz olan çiğ süt, maalesef raflara, haliyle de tüketiciye o kadar ucuza yansımıyor.

Şimdi soruyorum: Bu tabloda Ulusal Süt Konseyi nerede? Görünen o ki, Süt Konseyi asıl amacı olan üreticiyle sanayiciyi aynı platformda bir araya getirememiş. Getirememiş ki, bugün üretici kesimi feryat edip, sanayiciyi suçlayabiliyor.

Başta da söylediğim gibi, Süt Konseyi'nin kurulmasından bu yana daha bir sene bile geçmedi. Halen bakıyorsunuz, üreticisi sanayiciyi, sanayici üreticiyi suçluyor. Ve maalesef ki, böyle bir ortamda Ulusal Süt Konseyi'nin sesi soluğu çıkmıyor.

Referans Gazetesi

Bu haber 1712 defa görüntülendi


Sponsorlu Bağlantılar



Yorum Yaz



tarimziraaat.com © 2008