Kedilerde Beslenme İle İdrar Yolu Taşları Arasındaki İlişki




Kedilerde Beslenme İle İdrar Yolu Taşları Arasındaki İlişki

Kedilerde en sık görülen idrar yolu taşları struvite cinsi taşlar ve kalsiyum oksalat cinsi taşlardır. Tıpkı insanlarda olduğu gibi bazı kediler böbrek taşı oluşumuna daha yatkındırlar. Bu kedilerde beslenme biçimi, taşların oluşumuna elverişli ya da önleyici ortam yaratması açısından kritik önem taşır. Beslenmeyle alınan minerallerin idrarda kristallere ve taşlara dönüşmesini önlemek için öncelikle dengeli bir beslenme, idrar yoğunluğu, idrarın ph derecesi ve yeterli su tüketimi son derece önemlidir.

Genel olarak struvite cinsi taşların önlenmesinde idrarın hafifçe asidik olması, yani idrar ph' ının 6,5 veya daha az olması gerekir. Zira struvite kristalleri ph<6,5 ortamda oluşamazlar, oluşanlar da erir. (Bu nedenle struvite tedavisinde idrarı asitlendirici maddeler ya da bu maddeleri içeren prescription mamalar kullanılır.) Struvite kristallerinin oluşabilmesi ve birleşerek taşa dönüşebilmesi için;

* idrarda bu kristalleri oluşturan minerallerin belli oranda bulunması (ki bunlar beslenmeyle alınan minerallerdir),

* idrar ph' ının 6,5' tan büyük, 7 civarında olması,

* bu minerallerin idrarda belli yoğunlukta-konsantrasyonda bulunması ve

* idrar kesesinde belli bir süre kalmaları gerekir.

Öte yandan kalsiyum oksalat taşlarının idrarın aşırı asit olduğu ortamda, yani idrar ph' ının 6,0 - 6,4 arası olduğu durumlarda oluştuğu düşünülmektedir. Kalsiyum oksalat kristalleri ya da taşları eğer idrarla atılamıyorlarsa ameliyatla alınmaları gerekir çünkü idrarı aside ya da alkaliye çevirerek varolan kristalleri eritmek mümkün değildir.

İdrar ph' ını belirleyen başlıca faktörlerden biri beslenmedir. Sağlıklı bir kedinin idrar ph' ı 6,5 civarındadır. Bu hem struvite, hem de kalsiyum oksalat taşlarının oluşmasını önleyen bir ph seviyesidir. Et ağırlıklı beslenen bir kedinin idrar ph' ı da hafifçe asidik, 6,5-6,4 civarındadır. Kısacası bir kedi, yaradılışına uygun bir biçimde beslendiği takdirde idrar ph' ı zaten idrar yolu taşlarının oluşumunu önleyecek seviyede kalır.

İdrar yolu taşlarının oluşumunda bir başka faktörün de idrar yoğunluğu olduğunu söylemiştik. İdrar yoğunluğu ne kadar fazlaysa, idrarda kristale ve taşa dönüşebilecek minerallerin yoğunluğu da o kadar fazla demektir. Bir kedinin sağlıklı olabilmesi ve yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bu minerallere belli miktar ve oranlarda ihtiyacı vardır. İhtiyacı olan mineralleri vermekten vazgeçemeyeceğimize göre, idrar yoğunluğunu düşürmek, yani idrardaki su oranını artırmak ve mineral oranını düşürmek için kedinin SU tüketimini artırmak gerekir.

Su tüketiminin artırılması sadece idrar yoğunluğunu düşürmekle kalmaz, aynı zamanda kedinin daha sık idrarını yapmasını sağlar. Bu da, idrarda kristaller bulunsa bile bunların birikip birleşerek taşa ya da kuma dönüşmeden idrar kesesinden atılmalarını sağlar.

Kedilerin doğada avladıkları hayvanların yaklaşık % 70' i sudur. Kısacası kediler, beslenmelerinin yaklaşık yüzde yetmişini su oluşturacak şekilde evrimleşmişlerdir. Öte yandan kuru mamadaki su oranı maksimum % 10 civarındadır. Bu nedenle kuru mamayla beslenen bir kedi, mama haricinde ne kadar su içse de günlük ihtiyacı olan yaklaşık 220 ml. suyu (4-4,5 kg. ağırlığındaki bir kedi) tüketmez. Dahası, et ağırlıklı beslenen bir kedinin idrarı kendiliğinden hafifçe aside dönerken, kuru mamayla beslenen bir kedinin idrarını 6,4 – 6,5 civarında tutabilmek için asitlendirici maddelerle takviyede bulunmak gerekir.

Hazır pet mamalarla beslenen kedilerin idrar ph' ının yükseldiği ve struvite taşlarına elverişli ortam doğduğu anlaşıldığında, kedi maması üreticileri mamaların bu hastalığa neden olabilecek içeriklerini değiştirme ya da azaltma yoluna gittiler. Bu amaçla mineral ve magnezyum oranları düşürülürken daha asit bir idrar oluşmasını sağlayacak methionine ve fosforik asit gibi maddeler eklendi. Bazı mama üreticileri alkali idrara yol açan kalsiyum tuzları yerine (CaCO3 gibi) idrarı asitlendirici olanları kullanmaya başladılar (CaCl2, CaSO4 gibi). Bu tür değişikliklerin ardından mamaların bir kısmı ambalajlarına “promotes/helps maintain urinary tract health” (idrar yolu hastalıklarını önleyici) ibaresini koyduysa da ambalajında bu tür bir uyarı bulunmayan hemen her mamada aynı değişiklik yapılmaktaydı.

Ticari kedi mamalarındaki bu değişime paralel olarak o güne dek kedilerdeki idrar yolu taşlarının başlıca nedeni olan struvite taşlarına rastlanma sıklığında belirgin bir düşüş yaşandı. Ne yazık ki öte yanda kalsiyum oksalat cinsi taşlarda da olağanüstü bir artış görülmekteydi. Örneğin Minnesota Üniversitesi Ürolit Merkezinde incelenen idrar yolu taşlarının sayısı 1981' de 100' den az iken bu rakam 1994' te 2100' ün üzerine çıktı. Yine aynı dönemde merkeze getirilen struvite vakalarının oranı %78' den %34' e düşerken, kalsiyum oksalat vakalarının oranı %1' den %54' e çıktı.

Kalsiyum oksalat taşlarının görülme sıklığındaki artışın nedeni, idrarı asitlendirici, düşük oranda magnezyum içeren mamalarla beslenmeydi. Asitlendirici maddeler içeren mamalar aynı zamanda hem idrar yoğunluğunu hem de kalsiyum atılım oranını artırıyor, magnezyumun düşürülmesi ise idrardaki magnezyum oranını azaltıyordu. Bu durum, kalsiyum oksalat taşlarının oluşumu için elverişli bir ortam yaratmaktaydı.

Kısacası asitlendirici maddeler içermeyen mamalarla beslenirken struvite taşları oluşmayan sağlıklı kediler, mamalardaki bu değişimle birlikte bu kez kalsiyum oksalat taşları oluşturmaya başladılar. Öte yandan metabolizmaları struvite taşlarının oluşumuna elverişli olan kedilerde ise asitlendirici mamalarla beslenmeye karşın su tüketimi artırılmadığı için struvite oluşumu devam ediyordu.

Özetle, taşların cinsi ne olursa olsun kedilerdeki idrar yolu taşlarının tedavisinde ve önlenmesinde en önemli unsur beslenme ve su tüketimidir. Doğru ve dengeli bir beslenme biçimi, yani et ağırlıklı ve yaklaşık % 70' ini su oluşturan bir beslenme biçimi,

* dengesiz alınması durumunda kristallere neden olan minerallerin gerekli miktarda (ne eksik, ne fazla) alınmasını sağlayacak,

* idrar ph' ını kristal oluşumunu önleyecek seviyede tutacak,

* idrar yoğunluğunu düşürerek idrarda kristale ya da taşa dönüşebilecek mineral bileşenlerinin yoğunluğunu azaltacak,

* idrar miktarını ve idrar yapma sıklığını artırarak bu kristallerin birikmeden atılmalarını sağlayacaktır.


Sponsorlu Bağlantılar



Yorum Yaz



tarimziraaat.com © 2008