Buğday (Ekmeklik) Süne




Süne

Sünenin zarar derecesi ve şekli; sözkonusu zararlının yoğunluğuna, biyolojik dönemlerine, ürünün çeşidine ve fenolojik durumuna, iklim koşullarına (sıcaklık ve ya­ğışa) bağlı olarak değişmektedir. Gerek nimf ve gerekse erginler, çeşitli fenolojik dö­nemlerde bulunan buğdaygilleri hortumları ile sokup emmek suretiyle zarar yaparlar. Kışı geçirdikten sonra ilkbaharda ovalardaki hububat tarlalarına göç eden kışlamış er­ginler henüz kardeşlenme döneminde olan buğday ve diğer bazı Buğdaygil saplarını emerek özsuyunu alırlar, Emilen saplar zamanla sararır ve kurur. Dolayısiyle başak bağ­lamazlar. Bu zarar şekline KURTBOĞAZI denilmektedir. Zamanla bitkiler geliştikçe, beslenmesini bitkilerin yukarı kısımlarında sürdüren kışlamış erginler; başaklar henüz yaprak kılıfı içerisindeyken, çiçek döneminde ve tane bağlarken yine saplarda beslenerek başakların beyazımsı bir renk almalarına, kurumalarına ve dolayısiyle bunların tane bağlamasına engel olurlar. Kışlamış erginlerin bu şekildeki zararına AKBAŞAK adı verilmektedir. Başaklardaki taneler sütolumuna gelmeye başladığı bir sırada, kışlamış ergin­lerin populasyonları da gittikçe azalmaya baslar. Bunların bıraktığı yumurtalardan çıkan nimfler hububatın bu döneminde, gittikçe artan bir yoğunluk ve oburlukla taneleri sokup emmeğe başlarlar. Nimf dönemleri ile yeni nesil erginlerin beslenmesi sonucu oluşan zarar önem kazanır. Çünkü bu devrede hububat süt yada sarı olum dönemindedir. 4. ve 5. dönemdeki nimflerin beslenmesi sonucu, taneler çimlenme güçlerini kaybedecekleri gibi, ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de yitirirler. Süneler kışlakta geçireceği yaklaşık 9 ay gibi uzun süre için gerekli enerjiyi (yağı), YENİ NESİL ERGİN döneminde almak zorundadır. Bu nedenle bir taraftan ha­vaların gittikçe artan sıcaklığı, diğer taraftan da hububat başaklarının gittikçe çabuklaşan bir biçimde olgunlaşmaya ve tanelerin de sertleşmeye başlaması yüzünden mevut olan besinden azami şekilde yararlanmak ve vücutlarına yedek besin depo etmek üzere yoğun olarak beslenirler. İste bu dönemdeki sünelerin beslenmesi, besin almanın en önemli bölümünü oluşturur. Çünkü oburca beslenmesinin yanı sıra, bu dönemde hubu­bat da sarıoluma geçmek üzeredir. Zamanla tanelerin sertleşmesine karşılık vücutların­dan salgıladığı bazı enzimlerle taneleri yumuşatıp glütenini tahrip ederler. Hatta besleni­len tanelerin sağlam olanlarına oranı az dahi olsa (% 2), emgili tanelerin bulunduğu bulaşık buğdaylardan elde edilen unlar yinede teknolojik özelliklerini büyük ölçüde yitirirler. Bilindiği gibi, sünenin biyolojisi ile bitki fenolojisi arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu nedenle Güney Anadolu Bölgesinde zarar durumu ve oranı farklıdır. Sözkonusu böl­gede sünenin ilkbaharda kışlaktan ovalara göç ettiği günlerde hububat özellikle Adana ve Hatay illerinde genellikle ciçeklenme dönemindedir. Bu illerde kışlamış erginler ta­nede ve başak sapında beslenirler. Kurtboğazı zararı nadiren görülür. Nimfler, 4-5 dö­nemdeyken hasat başlar. Yeni nesil erginler meydana geldiği zaman hasadın sonuna yaklaşılır. Bu nedenle yeni nesil erginlerinin Güney Anadolu Bölgesindeki zararı, Güneydoğu Anadoluda olduğu kadar önemli değildir. Ülkemizde süne türleri Karadeniz Bölgesinin birkaç ili hariç bütün bölgelerde bulunmaktadır.



Sponsorlu Bağlantılar



Yorum Yaz



tarimziraaat.com © 2008